Alışverişte Parayı İlk Olarak Kimler Kullanmıştır? İnsanlar toplum içinde yaşarlar. Toplumun içinde yaşayan insanların da her ihtiyacını kendisi üreterek karşılaması mümkün değildir. Bu sebepten, yani insanların kendi ihtiyaçlarını gidermesi için ürettiği ihtiyaç fazlası ürün karşılığında ihtiyacı olan ürünü elde etme yöntemiyle gereksinimlerini karşılamaya başladılar. Bu yönteme takas ya da trampa yöntemi denir. M.Ö. 7. yüzyıla kadar takas sistemiyle alışveriş yapılmıştır.
Makalede Neler Var?
Alışverişte Parayı İlk Olarak Kimler Kullanmıştır?
Alışverişte Parayı İlk Olarak Kimler Kullanmıştır?
Paranın İcadı
Milattan önce 7. yüzyılda Lidyalılar alışverişte kullanılan ve kolay taşınabilen parayı buldular ve ticaret hayatında faaliyete geçirdiler. Paranın bulunmasıyla takas yönteminde kullanılan taşıması zor olan malları ticaret yapacak kişinin yanında getirmesine gerek kalmadı.
İlk Para: Sikkeler
Alışverişte kullanılan ilk paraya sikke adı verilir. Daha sonra tarih boyunca kullanılmış olan tüm madeni paralar da sikke olarak adlandırılmıştır. Kullanılan ilk sikke altın ve gümüş karışımından elde edilen bir karışımdan yapılmaktaydı. Lidya kralı Kroisos zamanında ise ilk defa altın sikke ve gümüş sikke basılmıştır. Bunu Yunan tarihçi Heredot’tan öğreniyoruz. Heredot yazdıklarında ilk altın ve gümüş parayı Lidyalıların kullandığını anlatır.
Sikkelerin altın gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılıyor oluşu onları kağıt paradan yani banknottan daha değerli bir değişim aracı yapar. Ayrıca kağıt paraya göre daha kullanışlıdır. Bu yüzden tarih boyunca her zaman daha çok tercih edilmişlerdir.
Sikkeler erimiş metalin düz bir yüzeye dökülmesiyle yapılıyordu. Bu sebeple düz zeminle temas eden yüzeyi düz, erimiş metalin döküldüğü yüzeyse bombeli oluyordu. Daha sonra, metal hala sıcakken, çekiç ile dövülerek nihai şeklini alıyordu. Ama daha sonraları olması gereken gramajdan daha hafif ya da gerekli olan ham maddenin içine daha değersiz metallerin eritilip karıştırılmasıyla yapılan sahte paraların yapımını engellemek için dönemin hükümdarının ya da devletin mührü sikkelere basıldı. Bu sayede para herkes tarafından basılamayacak ve basılan para da tamamen devletin güvencesinde olacaktı.
Paranın İcadının Lidyalılar’a Katkısı
Lidyalılar, Frigyalılar’ın yıkılmasından sonra, milattan önce 680 yılında kurulmuştur. İlk kralları Giges’tir. Batı Anadolu’da bugünkü Ege Bölgesinde bulunan Gediz ve Küçük Menderes nehirlerinin suladığı verimli arazide kurulmuşlardır. Başkentleri dönemin en zengin kentlerinden biri olan Sardes’tir. Verimli tarım arazileri, hayvancılık için büyük otlaklar, zengin maden yatakları, önemli liman kentleri vardı ve tüm bu ayrıcalıklar güçlü ekonomiyle güçlü orduyu beraberinde getiriyordu.
Kral Yolu olarak bilinen bir ticaret yolu vardı ve bu yol ülkeyi bir baştan bir başa sarıyordu. Lidyalı tüccarlar ellerindeki ihtiyaç fazlası ürünleri bu yol üzerinde kervanlar yaparak kendi ihtiyacı olan ürünlerle takas yapabiliyordu. Paranın icadından sonra sikkelerin taşıma kolaylığından dolayı Ege Denizi’ne kadar uzanan Kral Yolu ticaretin en önemli merkezlerinden biri olmuştu.
Kimmerlerle girişilen savaşta Asurlularla işbirliği yapan Lidyalılar, Kral Yolu’nun Asur’a kadar uzanmasını sağlamışlardı. Bu ve bunun gibi ticari anlaşmalar Lidya ticaretini önemli ölçüde artırmış ve Lidyalıları daha zengin bir ülke haline getirmişti.